ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ESRA KUZ / OKULÖNCESİ DÖNEM ÇOCUKLARININ BENZETMELERİ ANLAMA VE ÜRETME BECERİLERİNİN İNCELENMESİ

ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ESRA KUZ / OKULÖNCESİ DÖNEM ÇOCUKLARININ BENZETMELERİ ANLAMA VE ÜRETME BECERİLERİNİN İNCELENMESİ

Dicle Üniversitesi Silvan Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Görevlisi, Çocuk Gelişim Bölüm Başkanı ve Dicle Üniversitesi Çocuk Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (Çocuk Üniversitesi) Program Koordinatörü Esra KUZ, bu ay Akademik Köşemizin konuğu oluyor.  Kendisi okulöncesi dönemde çocukların dil gelişiminin bilişsel gelişimleri üzerindeki etkilerini ve dolaylı olarak çocuk kitaplarının bu süreç üzerindeki etkilerine bir projeksiyon tutumuş oluyor. araştırmanın sonuçlarını ve önemini sizler için derledik:

          Bu araştırmada çocukların figüratif dil türlerinden biri olan benzetmeleri anlama ve üretme becerilerini saptamak amaçlanmıştır. Araştırmanın katılımcılarını çeşitli okulöncesi eğitim kurumlarında bulunan 5-6 yaş grubu 120 çocuk oluşturmuştur. Veriler, uzman görüşlerine bağlı olarak oluşturulan 26 maddelik bir başarı testi ile toplanmıştır. Başarı testinde anlama boyutunda 16 madde, üretme boyutunda 10 madde bulunmaktadır. Testteki maddeler yapılan görüşmeler çerçevesinde katılımcılara sözlü yolla yöneltilmiştir. Verilen yanıtların ses kayıtları alınmış ve çözümlemeler kayıtların içeriğinin iki uzman tarafından değerlendirilmesi yoluyla gerçekleştirilmiştir. Elde edilen yanıtlar kodlanarak istatistik programına aktarılmıştır. Araştırma sorularına bağlı olarak betimsel istatistik hesaplaması yapılmış, ayrıca korelasyon ve Mann Whitney U teknikleri uygulanmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgular testin anlama boyutunda bulunan maddelerden en çok anlaşılan maddenin oranının %56,7 ve üretme boyutunda en çok başarı sağlanan maddenin oranının ise %40 olduğunu ortaya koymuştur.

     Buna ek olarak katılımcıların benzetmeleri anlama düzeyleri ile benzetme üretme düzeyleri arasında orta düzeyde anlamlı bir ilişkinin bulunduğu, benzetmeleri anlama ve üretme becerilerinin cinsiyete göre farklılık göstermemesine karşın okulöncesi eğitime devam etme süreleri bakımından farklılaştığı belirlenmiştir. Katılımcılardan devlet okuluna devam edenler özel kurumlar kapsamındaki okulöncesi eğitim sınıflarına devam edenlerden ve 6 yaşında olanlar 5 yaşındakilerden daha başarılı olmuştur. Elde edilen bulgulara dayanarak bu çalışmada ulaşılan sonuçların başka gruplar üstünde de uygulanarak doğrulanması ve figüratif dilin diğer türlerine yönelik çalışmalar yapılması önerilmiştir.

      Çocuk Edebiyatına faydası ise; Çocuk Edebiyatında Dil ve Anlatım da  sözcüklere gerçek anlamlarının dışında anlamlar yüklemek, söz sanatlarından yararlanmak anlatımı zenginleştirir. Benzetme, kişileştirme, konuşturma ve abartma çocuk kitaplarında başvurulabilecek söz sanatlarının başında gelir.

Araştırmanın Önemi

    Dil edinimi belli bir düzen içinde gerçekleşir. Dinleme ile başlayan süreç, sözcüklerin, sözdizimin, dilbilgisel kuralların alınması, bunların konuşmayla sürmesi, zamanla okuma ve yazma becerilerinin kazanılması ile devam eder. İlk aşamalarda dilin figüratif olmayan temel biçimleri daha ağırlıklı olarak kazanılır. Çocuklar bu aşamada zaman zaman figüratif dilin çeşitli kullanımlarıyla karşılaşsa da bunun edinilen dil içinde oran olarak önemli miktarda olduğunu söylemek güçtür. Ancak yine de figüratif dile ilişkin anlamanın erken çocuklukta ortaya çıktığı, ergenlikte devam ettiği ve yetişkinlikte geliştiği belirtilir (Ackerman, 1982; Pexman & Glenwright, 2007; Semrud-Clikeman & Glass, 2010). Bu nedenle çocukların figüratif dil edinim düzeylerini belirlemek yalnızca figüratif dile ilişkin bir bulgu değil, aynı zamanda doğal dil edinim düzeyine ilişkin de veri sunar.

     Figüratif dilin birçok türü vardır. Benzetme, metafor, deyim, ironi ve metonomi bunlardan bazılarıdır. Bu tür kullanımlarda çeşitli sözcüklerin, cümlelerin ve ifadelerin anlamları onların düzanlamlarından ayrılır (Glucksberg, 2001). Bundan dolayı bir iletişim durumunda alıcı herhangi bir figür duyduğunda farklı bir dilsel ve düşünsel işlem yürütmek zorunda kalır. Rapp ve Wild’a (2011) göre, böyle bir dil kullanımını anlamak için konuşan kişinin var olan bağlam içindeki niyetini bilmek gerekir.

     Çocuklar toplumla etkileşerek dili kazanırken başlangıçta onun düzanlatım boyutuna daha çok başvurur. Ancak dil çeşitli yönleriyle daha güçlü ve işlevsel bir duruma geldiğinde figüratif kullanımlar da kendini göstermeye başlar. Özellikle anlatımda vurgu ve incelik amaçlandığında benzetmelerden, deyimlerden, metaforlardan ve diğer türlerden yararlanılır. Böyle bir kullanım, bazı kavramların ifadesinin doğal dille iletiminin kolay bir yolunun olmadığı düşünüldüğünde ortaya çıkar (Owens, 2012). Yeni bir anlatım olanağı sağlayan figüratif dilin çocuklar tarafından ne oranda kullanıldığını belirlemek önemli bir bulgu olabilir.  

     Türkçede figüratif dil türlerinin dil edinimi bağlamında ele alındığı çalışmalara rastlanılmamıştır. Bu çalışmanın konusunu belirleyen benzetme, bazı çalışmalarda -yukarıda da belirtildiği gibi- çoğunlukla yazın bağlamında değerlendirilmiştir. Bu bakımdan figüratif bir dil türü olarak benzetmenin Türkçeyi edinen çocuklar tarafından ne düzeyde anlaşıldığını ve üretildiğini belirlemek onların benzetme kullanım başarı düzeyleri, farklı anlatım yollarına başvurma durumları, kavramlar arasında düşünebilme becerileri ve genel boyutlarıyla dil edinim düzeyleri hakkında önemli bir bulgu sağlayacaktır. Ayrıca bu çalışma, Türkçenin anadili olarak ediniminde figüratif dilin bir veri kaynağı olarak değerlendirilmesi noktasında başka çalışmalar için model oluşturacaktır. Araştırmanın önemi bu noktalardan kaynaklanmaktadır.

Yorum Yap

Your email address will not be published. Required fields are marked *