Merhaba ben Dede Korkut!
Sorunlara çözümler bulurum. Çok sorun çözdüm ama bir tanesini anlatmadan geçemem. Bir gün çadırdaydık. Toynak sesleri gelmeye başladı. Sonra da at sesleri geldi. Meğerse Bayındır Han’ın atlarıymış. Çiçek Hatun bir şeyler toplayıp bize yemek yapacakmış ama atlara çarptığı için atlar ses çıkarmış. Boğaçhan korkmuş ve gece karanlık olduğu için onları tanıyamamış ve düşman atları sanmış. Sabah ise Çiçek Hatun yemek yaparken düşmanları Salur Kazan askerleri ile baskın yapmış. Onların geldiğini gören Çiçek Hatun hemen yanımıza geldi. O sırada ben yani Dede Korkut, Bayındır Han ve Boğaçhan beraber oturduk. Bu durumda ne yapacaklarını bilemediler ama ben onlara bir çözüm yolu buldum. Boğaçhan’a dedim ki: “Sen burada kal ve saklan. Onlarla savaşacağız ama hapse düşersek gel bizi kurtar.” Sonra ona gizlice nasıl bir plan yapabileceğini söyledim. Biz oradan ayrıldık ve onlarla savaştık fakat bir gün sonra bizi yakalayıp hapse attılar.
Biz gittikten sonra Boğaçhan ormanda saklanmış, orada acıkmış ve avlanmış ve planımızı uygulamaya başlamış. Planımıza göre asker kostümü giyip saraya girecek, anahtarı alıp bizi hapisten kurtaracaktı. Planımızı uygulamak için saraya gelmiş. Sarayın içine geldiğinde muhafızları görmüş. Aslında onlar için bir plan düşünmemiş ama orada aklına bir plan gelmiş. Muhafızların yanına gitmiş. Muhafızlar ona kim olduğunu sorunca “ben postacıyım, kralınızın postasını getirdim” demiş. Askerler de ona kapıyı açmışlar. Boğaçhan içeriye girdikten sonra kostümü giymiş ve anahtarı almak için kralın yanına girmiş. Kral başta ondan şüphelenmiş ama kralla uzun uzun konuştuktan sonra kral ona güvenmiş. Boğaçhan da ona demiş ki: “Sayın kralım! Kötüleri hapishanede beslemeyin. Ben onları öldürmenin yeni bir yolunu buldum. Hapishaneye bir su hortumu atacağım. Orası su ile dolacak ve sonunda boğulacaklar.” Kral onun söylediğine gülmüş ve izin vermiş. Anahtarı da ona vermiş. Boğaçhan kralın yanında iken bir askerle birlikte bize çok benzeyen kukla elbiselerini ulaştırmıştı. Onun geleceğini anlayınca hapishanedeki yastıkları ve battaniyeleri kukla elbiselerinin içine doldurduk. Anlaşılmaması için uyuyorlar gibi sırtlarını ters döndürdük. Boğaçhan gelince anahtarı aldık ve bir askerin yardımı ile daha önceden yerini öğrendiğimiz tünelden kaçtık ve çadırlarımıza geri döndük. Böylelikle Boğaçhan da ne kadar akıllı ve cesur biri olduğunu herkese gösterdi.
Muhammed Ömer Bozkurt
4. Sınıf
9 Yaşında.
1 Yorum
Tebrik ederim cok akiciydi. kalemine sağlık .
Yorum Yap