Sizler için çocuk edebiyatımızın fantastik kalemlerinden ve sınırları aşıp birçok dünya diline çevrilen Gökyüzü Boyacısı’nın yazarı sevgili Göktuğ Canbaba ile çocuk edebiyatında “fantastik” türe dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Göktuğ Bey, öncelikle yayın hayatına yeni başlayan platformumuza konuk olduğunuz için teşekkürler. Çocuk edebiyatımızın tarihi serüvenine baktığımızda Tanzimat dönemimde yabancı eserlerin çevirileriyle bu yola çıkmaya başlamışız ancak günümüze geldiğimizde aralarında sizin eserlerinizden biri olan Gökyüzü Boyacısı’nın da arlarından olduğu birçok eserimiz artık yabancı dillere çevrilip birçok dünya ülkesinde yayınlanmakta ve edebiyatımızın sınırları aşıp dünya çapında bir çocuk edebiyatına sahip olduğumuzu görüyoruz. Genel manada fantastik edebiyat konusuna girmeden önce bu eserinize dair biraz konuşmak istiyoruz. Gökyüzü Boyacısına baktığımızda kitabın hitap ettiği 6 yaş altı çocuklarda gördüğümüz onların gelişim çağının baskın özelliği olan animistik düşünce, özümseme, büyülü/majik düşünme biçimi gereği tabiat olaylarının insanlara özgü ancak fantastik bir şekilde gerçekleştiğini düşünürler tıpkı eserinizde Gökyüzü Boyacısı’nın gökyüzünü geceye boyaması gibi. Bu yaklaşımınız gerçekten harika ve tam da usta bir çocuk kitabı yazarının yapabileceği bir dokunuş. Bize bu eserinizin ortaya çıkışına, yazım sürecine ve en nihayet sınırları aşarak dünya dillerine çevrilmesi süreçlerine dair neler anlatmak istersiniz?
Öncelikle çok teşekkür ederim. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki neredeyse her şey bizi kendimizden uzaklaştırma çabasında. Kendimizle birazcık vakit geçirmeye çalışsak hemen bir şey dikkatimizi dağıtıveriyor. Bize sahte, geçici kimlikler, personalar bahşedip yolumuzu kaybettiriyor. Gerçeğin, önemli ve değerli olanın ne olduğunu unutuyoruz çoğu zaman. Gökyüzü Boyacısı kendinde değerliliği anlatıyor bize. Sahte kimliklerden uzak durmamızı öğütlüyor. Herkesin içinde bir özgücü olduğunu, onu bulmak için çabalamamızı, kendiliğimizi, bizi biz yapan değerleri kaybetmememizi fısıldıyor.
Sevgili Ceyhun Şen’le çok iyi bir ekip olduk. Zaten çok sevdiğim bir arkadaşımdır. Hiç sorun yaşamadan birbirimizi anlayarak çalıştık ve ortaya gerçekten güzel bir kitap çıktı. Blackcat Agency sayesinde de yurt dışı kapıları açıldı. Kitap her sene fuarlarda ilgi görüyor. Şu ana kadar İspanyolca, Arapça, Çince ve Korece’ye çevrildi. Hindistan’la da anlaşmamızı yaptık. Çok geçmeden orada da göreceğiz kendisini.
Ülkemizde öğretmenlerin ve öğrencilerin gözünden “fantastik edebiyat” konulu bir araştırma yapıldı ve hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin fantastik edebiyat söz konusu olduğunda daha çok yabancı yazarların kaleme aldığı eserler akla gelmekte. Yerli edebiyatımızda fantastik türün gelişmesi adına naçizane bir çaba içinde olan ve bu türde eserler kaleme alan bir yazar olarak bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Önyargılarını anlıyorum. Sonuçta yabancı eserler çok daha çeşitli ve fantastik edebiyata yön veren belli bir tarihleri var. Popüler kültürü kontrol ediyorlar. Biz Türk yazarlar da çeviri eserlerle başladık okumalarımıza. Fakat bu demek değil ki bizden çıkan eserler daha basit ya da düşük seviyede. Türkiye’de özellikle son yıllarda çok iyi kitaplar çıktı ve çıkmaya da devam ediyor. Spekülatif türleri takip edenlere FABİSAD (Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği) çatısı altındaki yazarların eserlerini incelemelerini önerebilirim.
Çocuk tarafında çok iyi örneklerimiz var. Burada seçim tabii ki okuyucuya kalıyor. Önyargılarımızdan kurtulup bizden çıkan eserlere şans verirlerse yanılmadıklarını göreceklerdir.
Çocuk edebiyatında “fantastik” denince bu türe aşina olanların aklına “yaratıcı düşünce” “hayal gücü” “farklı ve özgün düşünebilme” gibi kavramlar akla geliyor ancak aşina olmayanların aklına bu saydığımız olumu kavramlar gelmeyebiliyor. Peki sizce çocuk edebiyatında fantastik denince akla ne gelmeli? Fantastik türün akıllarda zihinlerde ne tür bir algıyla yer edinmesi gerekir ve bunun için neler yapılmalı?
Fantastik edebiyat çok önemli bir tür. Çocuklar için fantastik ise çok çok önemli. Bu tür okuyanı farklı, hayal gücüyle dolu, üzerine fazlasıyla düşünülmüş yaratıcı dünyalarda seyahate çıkarırken aynı zamanda günümüz sorunlarını, çeşitli kavramları düşünmeye de davet ediyor. Metaforlarla örülü bir yolculuk bu. Belli yaş gruplarına bazı kavramları gerçekçi bir üslupla anlattığınız zaman hikâye didaktik ve sıkıcı bir anlatıma dönüşüyor çoğu zaman. Fantastik edebiyat ise alt metinlerle, gerçek dünyayla kurduğu bağlarla metni okuyucunun çok daha rahat ve derinden anlamasını sağlıyor.
Yukarda konuştuğumuz üzere çocuğun büyülü ve zengin bir hayal alemine sahip düşünce dünyası var. Son çocukluk evresinde ve ergenlik çağında her ne kadar yetişkinler gibi gerçek hayatın somut yaşantıları üzerinden düşünüyor olsalar da hala hayal dünyaları oldukça zengin. Bu bağlamda çocuklara ve gençlere okuma sevgisini aşılamada fantastik edebiyatın önemi nedir sizce?
İyi edebiyat eserleri okuyanın içinde bir şeyleri değiştiriyor. Onu yolculuğa çıkarıyor ve kitap bitip de eve tekrar döndüğünde aynı okuyucu olmuyorlar artık. Fantastik edebiyatta bu saydıklarımla birlikte hayal gücünün yerinde dokunuşlarıyla gerçek hayatla bağ kurma olgusu çok önemli. Harry Potter bize sadece arkadaşlığı, dayanışmayı ve rengarenk büyüleri anlatmıyor. Harry Potter aynı zamanda otoriter bir rejimin yıkıcı bakış açısını, bir diktatörün gücü elinde bulundurmak için neleri göze alabileceğini de anlatıyor. Büyü parlamentosunu ele geçirmekten yayın organlarını kendine bağlamaya, kolluk kuvvetlerini kendi adına kullanmaktan halkı ötekileştirmeye kadar çokça farklı detay görüyoruz. Çocuk bunları okurken bu detaylar ışığında gerçek hayatla da bağ kurup sorgulamaya gidiyor. İşte fantastik edebiyatın gücü de burada.
Dünya edebiyatında sizin için yol gösterici olan size ilham veren yazarlar ve eserler var mı? Yazarlık serüveninizin başlamasında bunların etkisi oldu mu?
Yazarlık serüvenimin başlamasında etkili iki yazar Jules Verne ve Jack London. Onlar gibi yazmaya çalışarak başladım ilk metinlerime. Çocukken yazdığım hikayeleri hâlâ saklıyorum. Sonrasında okumalarım değiştikçe liste genişledi tabii ki. Fantastik tarafta Tolkien, Poe, Ursula Le Guin, Patrick Rotfuss, Scott Lynch ilk aklıma gelenler. Çocuk tarafında ise Lewiss Carrol, Roald Dahl, Angela Sommer, Rowling gibi isimler var.
Türk fantastik edebiyatında ise İhsan Oktay Anar, Barış Müstecaplıoğlu, Doğu Yücel, Murat Başekim, Mehmet Berk Yaltırık, Saygın Ersin ilk aklıma gelenler.
Dünya edebiyatında çok isim var tabii ki ama ilkler bunlar olsun: Yukio Mişima, Ryu Murakami, Shirley Jackson, Flannerly Oconnor, Roland Carver, Samanta Schweblin, Mariana Enriquez.
Yorum Yap