Sosyal medyada ve televizyon programlarının tandık ve güvenilir yüzü, Diyabetli Diyetisyen olarak tanıdığınız kıymetli Ersin Özdemir’le çocuk gelişiminde beslenmeye dair verimli ve ufuk açıcı bir söyleşi yaptık. Bolca istifade etmeniz dileğiyle…
Ersin Bey sizleri “Pedagoji Okulu” köşemizde ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Malumunuz beslenme çocuk gelişiminin çok önemli bir parçası. Çocuklarımızın bilişsel ve ruhsal gelişimi için bilgiye, sevgiye, şefkate ihtiyacı olduğu kadar doğru ve sağlıklı gıdalara da ihtiyacı var zira gelişim bir bütündür ilkesine baktığımızda fizyolojik, bilişsel ve psikososyal gelişim alanları birbirini doğrudan etkilemekte. Kısaca sıhhatli bir bilişsel ve ruhsal gelişim için sağlıklı bir beslenme alışkanlığı ile desteklenmiş fiziksel gelişim de şart. Günümüzde doğru ve sağlıklı beslenmenin artık zorlaştığı bir dönemde ebeveynler bu noktada nasıl bir tavsiyede bulunmak istersiniz?
Öncelikle “Pedagoji Okulu” köşenizi takip eden okuyucularınıza sevgilerimi ve iyi dileklerimi suuyorum. Dünya’nın artık hızına ve değişimine hepimiz şaşırarak bakmakta ve “nerede benim çocukluğum, nerede eski bayramlar, nerede eski akrabalıklar, komşuluklar?” diyoruz değil mi? İşte son 30-40 yıl içinde teknolojinin boyut değiştirmesi bizler ile yeni nesil evlatlarımız arasında resmen uçurum oluşturmaya başladı. Burada 2 farklı seçenek var önümüzde: Ya evlatlarımız değişen sistemin esiri olurken onları izleyeceğiz ya da daha makul ve kontrollü bir ortamda, gözlerimizin onların üzerinde olduğu bir yaşam biçimiyle değişen çağa uyum sağlayacağız. Tabi ki tercih edeceğimiz seçenek ikinci yol. Çağımızdaki bu hızlı değişim sadece teknolojik alanda gerçekleşmedi, gıda ve beslenme konusunda da hızlı bir değişimin içine sürüklendik. Burada anne ve babalara tavsiyem: Ağaç yaşken eğilir, lütfen çocuklarınıza mutfaklarda daha fazla sorumluluk verin , sarı limonu verir misin, Çileğin kokusu nasıldı? Hadi bahçemize soğan ekelim! gibi etkileşimlerle onların gıdalara aşina olmasına sağlayalım. Bulgaristan’da lise son sınıfa kadar çocuklara tarım eğitimleri veriliyor. Bu çok önemli bir gelişme zira ülkelerin tarıma ve gıdaya verdiği önemi göstermesi bakımından önemli bir örnek. Sizlere bir uzman olarak söyleyebilirim ki geleceğin en hayati kaynağı ne petrol ne de doğalgaz olacak. Gelecekte en kritik ve önemli kaynaklar su ve toprak olacak.
Lütfen çocuklarınıza bir farkındalık kazandırmaya çalışırken davranışlarınız ile tutarlı bir örnek olun. Akşam kendisi için pizza ve kola söyleyen anne-babanın çocuğuna brokoli çorbası iç, demesi havada kalacaktır. Çocuk bu tutarsız tutum karşısında en fazla birkaç defa ebeveynlerinin dikte ettiği sağlıklı besinleri tüketir ancak daha sonra ebeveynlerinden gördüğü gibi pizza-kola ister. Davranışlarınız ile söylemleriniz bir ve tutarlı olmalı. Zira çocuklar kendilerine söyleneni değil gördüklerini öğrenirler.
Doğru ve sağlıklı beslenme denince haliyle akla yanlış ve sağlıksız beslenmenin ne olduğunu bilmek de akla gelir. Reklamlar ve sosyal çevre çocuklar üzerinde çok daha etkili zira onların irade ve sorgulama mekanizmaları henüz tam gelişmemiştir. Bundan dolayı eski zamanlarda çocuk sağlığını tehdit eden yetersiz beslenmenin yerini sağlıksız, obeziteye yol açan aşırı kalorili abur cuburlarla beslenmenin aldığını görüyoruz. Çocukların gelişimini ve sağlığını tehdit eden bu çarpık ve sağlıksız beslenme kültürü ve ondan çocuklarımızı korumanın yolları hakkında bizlere neler söylemek istersiniz hocam?
Moda cümleler, reklamlar, panolar ve özentilikler maalesef çocukları bir çıkmaza doğru sürüklemekte. Bakın Ramazan ayı geldi tv ekranlarında “aç bir kola” reklamları, “cips” reklamları, bir giyim mağazasında bile kasaya yakın yerlerde çikolata, gofretler…Bunların giyim mağazasında ne işi var? Toplu taşıma, metro, Marmaray istasyonları bile çöp gıdalarla dolmuş taşmış durumda. Bunlardan ailelerin çocuklarını uzak tutmasının bir hayli zor olduğunu biliyorum ancak imkânsız değil. Lütfen çocuklarınız ile birlikte market raflarındaki gıdaların etiketlerini okuyun, katkı maddelerinin zararlarını konuşun, yenecekse daha iyi alternatif ve vitamin eklenmiş olanları özellikle ithal markalar yerine yerli markaları tercih edin. Hiç bir ithal marka Türk çocuklarını sağlıklı bir şekilde beslemeyi istemez, unutmayın bunu. Örneğin çocuğunuzun canı çikolata istedi Tarım Kredi marketlerinde d vitamini, demir ve kalsiyum eklenmiş, ilave şeker içermeyen meyve barlar, çikolata barlar var. Onlardan alın veya evinizde alternatifler üretin.
Çocuğun anne karnındaki dönemden üç yaşına kadar olan dönem beyin gelişimi için kritik dönem olarak biliniyor. Gerek gebelik döneminde gerek bebeklik döneminde anneler ve babalar beslenme konusunda neye dikkat etmeli, nasıl bir yol izlemeli, hangi gıdaların seçimine önem vermelidir?
Gebelik, anne adayı ve bebek arasında bir mucizedir. Siz kıymetli okuyuculara bu mucizeyi şu örnekle açıklamak isterim: Eğer gebe kadının beslenmesi düzgün değilse rafine şeker ağırlıklıysa 24. haftadan sonra 6. aydan sonra bebek kendi pankreasından insülin hormonu salgılayarak annenin şekerini düşürmeye çalışıyor. Daha annenin karnındayken yardımlaşma başlıyor farkında mısınız ? işte bu noktada özellikle doğal ve şekersiz beslenmeye yönelmemiz gerekiyor özellikle çocuk organ ve beyin gelişiminde bütirik asit çok önemli. En zengin bütirik asit kaynağı ise tereyağıdır. Yıllarca insanları tereyağından korkutup margarinlere yönlendirdiler. Hepsi yalan, hepsi oyun… Anne adayı bol bol tereyağı yemeli. Probiyotik içeren ev yapımı yoğurt, kefir, cacık, turşu tüketmelidir. Fındık, ceviz ve kaliteli et kaynaklarından ve yumurtadan bol bol yemeli. Mevsiminde sebzeler tüketmeli. Kışın ortasında domates, hıyar peşine düşmemeli.
Çocuklarımızın canlı ve uyaranlara açık bir zihne sahip olmaları hem bilişsel gelişimleri hem de okul ve hayat başarıları için önemli. Zinde bir zihin için ebeveynlere neler önerirsiniz?
Çocuklarımızın zihinleri resmen gereksiz uyarıcılar ile işgal altında. Özellikle sürekli telefon, tablet, bilgisayardan gelen bildirimler, bitmek tükenmek bilmeyen reklamlar ve özellikle mavi balina, roblox, league of legends ( lol ) gibi oyunlar çocukların beyin ve odaklanma sağlığını ciddi anlamda olumsuz etkilemekte. Özellikle online oyunlar çok zarar verici oluyor. Bakın çok çarpıcı bir örnek vereceğim: 1950 yılının Türkiye’sinde her 10.000 doğumda sadece 1 bebek otistik doğarken şimdi 40 doğumda 1 bebek otistik doğmakta bunda en büyük etkenlerden birisi bağırsak ve beyin sağlığının bozulmuş olmasıdır. Peki bu konuda neler yapabiliriz?
1. Özellikle akşamları telefon, tablet vermeyin eğer verecekseniz mutlaka gece modunda olmalı.
2. Günde 1 saati aşan telefon , tablet kullanımı olmamalı.
3. Uyku odasında hiçbir teknolojik alet olmaması gerekir aksi halde gece REM uykusunu ve beyin aktivitesini bozar.
4. “Söz uçar yazı kalır” not alma, planlama gibi şeyleri sözel ve tabletlerden değil yazarak yapmalarına imkan tanıyın.
5. Özellikle beyin sağlığı için yumurta, ceviz, tereyağı, zeytinyağı, kuzu eti, kemik suyu, bol mevsim yeşilliği ve kolin kaynağı gıdalara yer verin.
7. Bilhassa beyin gelişiminde ve odaklanmada kolin ve sitikolin çok önemlidir. Takviye olarak da alabilir veya yumurta, tahin, et ve et ürünlerinden de bunu temin etmesini sağlayabilirsiniz.
8. Et ve et ürünleri başlığında halkımız hindi fümeyi, sosisi, salamı, et kategorisinde sanmakta ancak bunlar kanserojen zararlı gıdalar. Kesinlikle bunlardan uzak durulmalı. Pastırma, kavurma, kuzu eti, balık, ciğer, hindi bunlar sağlıklı ve güvenli gıdalardır rahatlıkla tüketilebilir.
Doğru ve sağlıklı besleme için biz ebeveynlerin bilinçli ve seçici olması yetmiyor tabi zira biz her daim çocuklarımızın yanında olamayız. Pedagojik açıdan da bir şeylerin sürekli dikte ile yaptırılması doğru değil burada çocuğun bilinçlenmesi ve farkındalığının yüksek olması elzem. Sağlık ve doğru beslenme kültürünü çocuklara kazandırmak için neler söylemek istersiniz?
Sağlıklı seçim yapabilme davranışını çocuklara kazandırmak için onlara dikte etmek yerine onlarla yol arkadaşlığı yapmak çok önemli. Şunlar yapılabilir birlikte: Etiket okumak ve her sağlıksız gıda da ortak bulunan mesela trans yağ, mono sodyum glutamat ( çin tuzu ), aroma verici, şeker gibi şeylerin zararlarını anlatmak ve birlikte kriterler belirlemek. Eğer pakette bunlar varsa birlikte tekrar düşünelim ve almama yönünde karar alalım birlikte. Marketlerde daha çok sebze, meyve reyonlarında birlikte vakit geçirmek çok daha iyi seçenek olabilir.
Paketli gıdalar hayatlarımızın kaçınılmazı, alırken ailecek kriterler belirlenmeli, örneğin; Nestle, Algida gibi ithal markalara yer verilmemesi gibi kurallar konulabilir.
Çocukları mutlaka tarlada soğan, elma gibi tarım ürünlerinin yetişmesinde emek veren kişilerle buluşturalım. Emek veren kişiden emekleri hakkında bilgi alsınlar, o tarım ürünün yetişme sürecine dair fikir sahibi olmasını sağlayalım. Bir cipsinin emek verilmeden sadece para odaklı raflara konulduğu, bir elmanın ise ağaçta, dalında nasıl yetiştiği, o elma ağacına bakan ve onu büyüten insanın anıları dinlenebilir, onunla sohbet edilebilir.
Çocuklarımızın özellikle duygu durum ve sağlığı için şunlara dikkat edilmeli:
B12 değeri en az 500 ve üzerinde olmalı
D vitamini en az 50 ve üzerinde olmalı
Ferritin ( demir deposu ) en az 30 olmalı
Iyot seviyelerine yılda en az 1 kez baktırın
Folik asit seviyesi en az 12-13 olmalı
Mutlaka çıplak ayakla toprağa basmalarını sağlayalım, deniz havası aldırın ve mutlaka sarılın ve beraber aktiviteleriniz olsun en önemli madde Sevgi unsurudur.
Ben beslenme ve diyet uzmanı Ersin Özdemir, okuduğunuz için teşekkür ederim, unutmayın ki “Okumayı bıraktığımız gün sohbahar, ertesi gün cehaletin kışı başlar.”
Sevgilerimle,
Instagram adresi : @diyabetli.diyetisyen
Yorum Yap